Yapay Zekâ ile Çalışma Kültürü Hukukta Nasıl Şekilleniyor?
Leagle Ekibi
25 Ağu 2025
Yapay Zekâ ile Çalışma Kültürü Hukukta Nasıl Şekilleniyor?
Yapay zekâ destekli çalışan bir avukat ile, geleneksel yöntemlere bağlı kalan bir avukat arasında beş yıl sonra nasıl bir fark olacak?
Bu soru bugün hukuk dünyasının en kritik başlıklarından biri haline gelmiş durumda.
Teknolojinin gelişme hızı, özellikle yapay zekâ uygulamalarının hukuk pratiğine entegrasyonu düşünüldüğünde, iş yapış biçimleri kaçınılmaz olarak değişiyor. Bu dönüşüme ayak uyduran hukukçular daha hızlı, daha verimli ve daha stratejik bir çalışma modeline geçerken; geleneksel yöntemlere bağlı kalanlar için ise rekabet gücünü sürdürmek her geçen gün daha zorlaşıyor.
Hukuk pratiğinde bu kaçınılmaz değişimi ve avukatların bu süreçte nasıl konumlanabileceğini bu yazıda ele alıyoruz.
3 Yıl İçinde Hukuk Sektörünü Bekleyen Yol Ayrımı
Hukuk sektörü, tarihinin belki de en belirgin dönüşüm eşiğinde. Özellikle son iki yılda yapay zekâ teknolojilerinin hızlı gelişimi ve pratik hukuk süreçlerine entegrasyonu, hukuk profesyonelleri için yeni bir çalışma modeli ortaya çıkarıyor.
Sorun çok net: AI destekli çalışan hukukçular ile geleneksel yöntemlere bağlı kalanlar arasındaki fark her geçen yıl derinleşiyor. Ve önümüzdeki 3 yıl, bu farkın belirleyici olacağı kritik bir dönem olacak.
Mevcut raporlara göre:
2023 yılında AI kullanım oranı hukuk ofislerinde yalnızca %11 seviyesindeyken, 2024 itibarıyla bu oran %30'a yükselmiş durumda. Büyük ölçekli hukuk firmalarında ise %47–46 seviyelerinde yoğun bir kullanım gözleniyor. (Kaynak: LexisNexis, Thomson Reuters)
Hukuk profesyonellerinin %77'si önümüzdeki 5 yılda AI'nin mesleğe dönüştürücü bir etki yapacağına inanıyor. %72'si ise bu dönüşümü olumlu bir gelişme olarak görüyor. Bu, sektörün genel olarak teknolojiye uyum sağlamaya hazırlandığını gösteriyor.
Ancak asıl farkı yaratacak olan, bu sürece erken adapte olan hukukçular ile sürece mesafeli kalanlar arasındaki "zaman ve rekabet" farkı.
Deloitte ve LexisNexis araştırmalarına göre, tekrarlayan işlerin %40'a varan oranda AI ile yapılabilir hâle geleceği ve birçok süreçte verimliliğin on kata kadar artabileceği öngörülüyor. Akademik çalışmalar, sözleşme inceleme gibi alanlarda %92 doğruluk oranı ve %99'a varan maliyet düşüşü sağlanabildiğini gösteriyor.
Kurumsal müşteriler, önümüzdeki üç yıl içinde iş ortakları olan hukuk ofislerinden ve avukatlardan yapay zekâ destekli çözümleri standart olarak bekleyecek. Yapılan anketlere göre, hukuk departmanlarının %91'i, iş ortaklarından AI teknolojisi kullanımını belgelemelerini talep edeceğini belirtiyor.
Bu da şu anlama geliyor:
AI teknolojisine entegre olmayan hukuk ofisleri yalnızca zaman değil, doğrudan rekabet gücü kaybedecek. Hızlı ve doğru hizmet üretebilen, Yapay zekâ destekli bir asistan ile çalışan avukatlar ise önümüzdeki yıllarda daha stratejik pozisyonlarda konumlanacak.
Yapay Zeka Asistanı ile Çalışan Avukatın Verim, Hız ve Kalite Avantajı Nasıl Artıyor?
Geleneksel hukuk pratiğinde bir avukatın zamanının büyük bölümü araştırma, belge inceleme, içtihat taraması ve ilk taslak üretimi gibi tekrarlayan ve yüksek dikkat gerektiren işlere ayrılır.
Bu süreçler yalnızca zaman kaybettirici değil; aynı zamanda insan hatasına da açık süreçlerdir.
Yapay zekâ destekli hukuk teknolojileri bu noktada net bir fark yaratıyor. Bir yandan verimliliği artırırken, diğer yandan hukuki çalışmaların hızını ve kalitesini yükseltiyor.
Verimlilik açısından değerlendirildiğinde, yapay zekâ sistemleri milyonlarca sayfalık içtihat, mevzuat ve dava verisini avukatın erişebileceği hızın çok üzerinde bir hızla tarayabiliyor. Bir avukatın saatler sürecek bir araştırma süreci, yapay zekâ destekli bir asistan ile dakikalar içinde tamamlanabiliyor. Bu, sadece zaman tasarrufu değil, iş akışlarının köklü şekilde yeniden tasarlanması anlamına geliyor.
Günümüzde birçok hukuk bürosu, yapay zekâ destekli araçlar sayesinde dosya başına %40 ila %50 oranında zaman tasarrufu sağlandığını raporluyor.
Hız faktörü ise doğrudan müşteri beklentileri ile bağlantılı. Kurumsal ve bireysel müvekkiller, artık daha kısa sürede ve daha doğru bilgiye ulaşmak istiyor. Yapay zekâ destekli bir asistan ile çalışan bir avukat, bu beklentiyi karşılayabiliyor. Bir müvekkil sorusuna ya da dava sürecine ilişkin araştırma ihtiyacına, önceki yıllara kıyasla çok daha hızlı ve kapsamlı yanıt üretmek mümkün hâle geliyor. Bu, müşteri memnuniyetini ve müvekkil sadakatini güçlendiren önemli bir rekabet avantajı sağlıyor.
Kalite açısından bakıldığında, AI teknolojileri sadece hızı artırmakla kalmıyor; aynı zamanda bilgiye erişimin kapsamını genişletiyor. İnsan hafızasına ve bireysel deneyime bağlı olmayan bir sistemin, binlerce içtihat ve yasal kaynağı hızla taraması mümkün. Bu sayede daha dengeli, tutarlı ve yüksek kalitede hukuki analizlerin ve belgelerin hazırlanması sağlanabiliyor. Ayrıca, dil ve yazım açısından da daha profesyonel içerik üretimine katkıda bulunuyor; bu da hukuki argümanların niteliğini ve ikna ediciliğini doğrudan olumlu etkiliyor.
Peki bu sadece teknoloji meselesi mi, yoksa hukuk mesleğinin kültürü de değişmek zorunda mı?
Yanıt çok net: hukuk mesleği yalnızca teknolojik araçları öğrenmekle yetinemez; kültürel olarak da dönüşmek zorunda.
Bugün pek çok hukuk bürosunda hâlâ zaman bazlı faturalama modeli ve "çalışılan saat" odaklı değer algısı öne çıkıyor. Oysa müvekkil beklentileri artık farklılaşıyor: Daha hızlı, daha doğru ve daha stratejik çözümler talep ediliyor. Yani sadece geçirilen saat değil, ortaya çıkan nihai değer önem kazanıyor.
Geleceğin avukatı yalnızca "daha hızlı araştırma yapan" bir profesyonel olmayacak; aynı zamanda yapay zekâ destekli araçlarla daha yüksek katma değer üretebilen, karmaşık hukuki sorunlara daha rafine çözümler geliştiren bir danışman hâline gelecek.
Bu vizyon doğrultusunda geliştirilen Leagle, Türkiye'nin ilk yapay zekâ destekli hukuk platformu olarak, avukatların teknolojiyle daha verimli, hızlı ve etkin çalışabilmelerine olanak sağlıyor.
Leagle; Türk hukuk sistemine özel veri yapısı, yüksek doğruluk oranı ve güvenli kullanım altyapısıyla, hukukçuların yeni döneme uyum sağlamalarına destek olurken, mesleğin değer üretim biçimini de ileriye taşıyor.